Berberliğin tarihi çok eskidir. Antik Mısır, Yunan ve Roma medeniyetlerinde berberlerin varlığına rastlanır. Umum berberlerinin yanı sıra geçmişte varlıklı kimselerin şahsî berberleri bulunurdu. Özellikle Antik Mısır'da misafirlerin ev berberini kullanmasına izin vermek, misafirperverliğin gereklerindendi.


11. yüzyılda Avrupa'da din adamlarına sakal tıraşı olma zorunluluğu getirildi.[3] Bu dönemde berberler manastırların bir elemanı hâline geldi. Din adamları düzenli olarak kan aldırıyor ve bu işi diğer din adamları yapıyordu. 1163'te papalık, din adamlarının kan akıtmasını yasaklayınca kan alma ve bazı diğer küçük cerrahî işler berberlere devredildi.[3] Bu dönemden sonra Avrupa'da yaklaşık 6 asır boyunca berberler pek çok küçük cerrahî işlemi gerçekleştirdiler. Bu durum kan alma, yara temizleme gibi işlerin seviyelerinin altında olduğunu düşünen tıp doktorlarını da memnun ediyordu.[3]


Sakal tıraşı, modernleşme öncesinde Müslüman dini inancı çerçevesinde hadiste “bıyıkları kısaltın, sakalları uzatın” emriyle fıtrattan görülüp haram, mekruh sayılır[kaynak belirtilmeli], erkekler sakallarını uzatırlar, sakal duası yaparlardı. Osmanlı padişahları içinde de Yavuz Sultan Selim dışında bütün padişahlar sakallıydı.[kaynak belirtilmeli]


Evliya Çelebi’ye göre ise, İbrahim’e kadar sakal tıraşı yoktu, İbrahim Kabe'de Hacdan sonra saç sakal kesimini başlattı. Muhammed'in 'sakal-ı şerif'ini kesen Selman-ı Farısi olduğu için berber dükkânlarında “Her seher besmele ile açılır dükkânımız, Selmanı Farisidir pirimiz üstadımız” yazan bir levha vardır.


Cumhuriyetten önce berberlere 'Perükar' deniliyordu. Osmanlı berberleri seyyardı, kahvede, sokakta tıraş ederler, evlere servis yaparlardı. Sabun, leğen, ustura temel araçlarıydı. Gitgide berberler dükkân açtı. Modern zamanlarda, sakal tıraşı medenilik göstergesi oldu ilk dönemlerde, ve sakal tıraşı olmayana kamusal ve medeni gözle bakılmadı

0 yorum:

Yorum Gönder